Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Huzursuzluk

 Huzursuzluk ne zaman son bulur? Yaşamak için neden fazladan motivasyon gereklidir? Toplumdan koptukça neden insan yabancılaşır ve anlaşılmaz olur ? Sürekli bir akışın içinde akla gelmeyen sorular ve anlaşılamayan şeyler, akışın dışına çıkıldığında neden farkedilmeye başlanır? Bir insanın diğer bir insanı anlaması için neden benzer yaşam şekillerinde yaşamaları gerekir ? Yaşamın bir kıymeti var mıdır? Hergün bir sürü insan ölüyor ve belki ondan daha fazla insan doğuyor. Eğer hepsinin yaşamı da özelse normallik arayışı içine girmemize ve düzen oluşturmamıza ne gerek var ? Eğer herkes özelse, herkesin doğada yalnız veya küçük bir grupla kendi yaratılışını içinden çıkarması gerekmez mi ? Yaş ilerledikçe kavramlar karışıyor. Sanki hepsinin içi daha bir doluyor. Bu kadar bilgi akışının olduğu bir ortamda sabit bir düşünceye sahip olabilmek çok zor. Bilginin bu kadar hızlı yayılabildiği bir ortamda sürekli bir şeyler değişiyor. Ve bu değişim stres yaratıyor. İnsan ırkımız geliştikçe yaşamak

Düşünceleri susturmak

 Düşüncelerimi susturmak için aklıma yazmaktan başka bir şey gelmediği bir durumdayım. Zihnimde rastgele dönüp duran şeyleri algılayamıyorum. Sürekli bir şeyler geliyor ve geçiyor. Dalgınlı yaratan bu durum karşısında nasıl tavır alacağımı bilmiyorum. Böyle durumlarda bir şeyler yapma niyeti içine girip eğer bir aktivite bulursam onu yapmaya çalışıyorum. Düşünmek gerçekten zor geliyor. Akıldan geçen onca yüzeysel düşüceden birini seçip derinlemesine incelemek stres yaratıyor ve bu stresten kaçmak için kendimi başka bir şey ile avutuyorum. Herhangi bir aktivite içerisindeyken de aklıma düşünceler gelmesini engelleyemiyorum. Bu durum aklımı toparlayamamama ve yaptığım işin hakkını veremememe neden oluyor. Derinlemesine düşünmek nasıl oluyor halen bilmiyorum, çünkü böyle bir durum yaşanırken dikkatimi dağıtmaya alıştım. Tek bir konu üzerinde ilerlemeye başladığımda ilk başta her şey çok güzel gidiyor. Daha sonrasında o işle uğraşırken karşıma çıkan fırsatları kaçırdığım için tereddüte düş

Bilmek

 Ben insanoğlu, Gökyüzünde bulutlar ne güzel duruyor, onlara ulaşabilmeyi isterdim. Deniz ne güzel ,içinde yaşamak isterdim. Toprağın üzerinde yürüyorum Neşeliysem koşuyorum ,mutluysam bulutlara dokunuyorum , üzgünsem maviliklere dalıyorum. Toprakta doğdum ,denizde büyüdüm ,bulutların üstünde yaşlanıyorum. Domadı yüreğim ,doymadı nefsim . Ne sevmeye doyabildim ne sevilmeye , ne gitmelere, ne gelmelere. Her zaman daha iyisini istemekmiş benim kaderim. Daha iyi yerlere ulaşabilmekmiş amacım. Oysa ben sadece yürümek isterdim ,sonrada pişman olmadan. Koşmak isterdim gücümün yettiğince. Yüzmek isterim dertlerin arasında ,uçmak isterim mutluluktan, bulutların yanında Ne çok şey istermişim  Ben insanoğlu, Elimde yüz şey olsa , yüzbirinciyi beklerim. Pişman olmak saçma ,yaşanmış şeylerden ders almak gerek. Belkı de pişmanlıktır bize hatırlatan eksik yanlarımızı. Belki de pişmanlıktır bizi daha ileriye götüren. Bilemiyorum. Keşke bir şeyler bilsem

Hareket Etmek - 5

 Bir başkası bu konu hakkında nasıl düşünür acaba? Sormaya çekiniyorum insanlara. İnsanları kafalarında soru işaretiyle bırakırsam sonu iyi olmuyor. Bir şekilde kötü oluyorum. Ama olursam olayım, günün sonunda o sorgulama sürecini başlatıp bir sonuca ulaşmasına bir katkım olacaksa olayım. Kıymetimin bilinmesine ihtiyacım yok. Hayatımda birkaç kişi bilse yeter. O yüzden yanımdaki insanları daima hoş tutmam gerek. Her ne kadar onları daha iyi bir şeye doğru gitmelerinde bir anahtar görevi görebilme ihitmalim olsun olmasın onların sadece yanında durmalıyım. Çünkü başka insanlar olacak onlara soru soracak, kafalarını açacak. Ve onların da yakınları olacak onları dinleyecek ve yanında olacak. O yüzden sadece hoş tutmalıyım onları, güven vermeliyim ve o güveni boşa çıkarmamak için elimden geleni yapmalıyım.  Yakınlarını insan hep değiştirmek istiyor ama istemeden kırıyor. Belki arada bir soru sorabilir ama sürekli bir şeyler söylemesi doğru değil. Şekillendirmeye çalışması sadece o kişinin o

Hareket Etmek - 4

 Kim bilir ? Belki bir gün böyle biriyle karşılaşırım. Güzel şeyler yaşanır, belki de güzel olmayan ama birlikte güzel olmayan şeyleri yaşamanın güzel olduğu biriyle karşılaşırım. Zor şeyler yaşarız, yıpranırız ama bunu birlikte yapmış olmak iyi gelir. Bir bataklıktan geçeriz ya da pisliğin içinde yüzeriz ama birlikte olduğmuz için o kadar mutluyuzdur ki vız gelir her şey. Vebiz kendimizi güzel bir bahçede gibi hissederiz bunları yaşarken.  İnsanlar kaçıyor, anlatmıyor iyi olanı, güzel olanı, özelini, ellerinden alınmasından ya da iyi görünmekten korkuyorlar belki de. Nazar değer diye mi düşünüyorlar ? Ben de saklıyorum genelde sevgim, nereye kadar? Hissettirrmedikten sonra gerçekten önemi var mı sevginin? Ya da gerçek sevgide kişiler kestra bir çaba göstermeden sevildiklerinden emin mi olurlar ? Yo hayır, öyle olması pek olası gelmiyor. Sanırım en iyi açıklama şöyle oluyor o zaman ; onun için bir şeyler yapmak yük ya da bir iş gibi gelmiyor. Aklıma bir sürü seçenek geliyor sevince ve

Hareket Etmek - 3

 Evet evet, aynen onu yapıyor çünkü biliyor ki kendi hayatı üzerinde hiçbir kontrolü yok. Başkalarının hayatında veya hareketleride istediği yönde bir değişiklik olduğunda seviniyor bir de bu insan mahluku. Ne de güzel çarptım yüzüme bunu. Kendimle gurur duymalıyım. O kadar düşünüyorum ediyorum da uygulamada nasılım acaba ? Hmen söyleyeyim. Uygulamada iyi olmak işin en zor kısmı. Çünkü iyinin bir tek tanımı yok. Eğer en çok faya getireni diyorsak faydanın tanımı da değişir. Kimine göre sahip olduğu para miktarının artması, kimine göre ona iyi davranılması, kimine göre de başka şeyler. Aklıma henüz o kadar örnek gelmiyor. Ama gelenler de en sonunda maddiyata bağlanıyor çıkıyor.  Madem o kadar gerçekçi düşünüyorum, maddiyatı önemsiyorum. Nede peki bunun için daha farklı şeyler üdşünüp plana koymuyorum ? Ya da başka şekilde bir eşyler yapmaya çalışmıyorum ? Aslında yapıyorum diyebilirim burada ama biliyorum ki yaptığım şeyleri yapmış olmak için yapıyorum. Amacım para hiçbir zaman olmadı.

Hareket Etmek -2

 Düzgün bir plan ile amacıma doğru yürüyeceğim. Belki başta bebek adımlarıyla yol alacağım ve sonradan büyüteceğim adımlarımı. Bacaklarım iyice geliştikten sonra normal adımlarla yürüyeceğim. Daha da geliştikten sonra koşmaya başlayacağım. Üstüne üstüne koşacağım hayatın. Koşarken birilerini ezmemek için azami çaba göstereceğim. Yanımda koşmak isteyenlere "hayır" demeyeceğim.   Ama olur da birgün yorgun düşersem yanımdaki insandan yardım talep etmeyeceğim. Bu ona haksızlık olur. Kimsenin hakkı değil yanındakinin hızını kesmek veya önüne çivi atmak ya da engeller oluşturmak. Çünkü bliyorum eğer o engelleri koymaya çalışırsam bu sefer ben de geri düşeceğim. Eğer birine çelme takarsam, ben de dğleceğim. Birine zarar vermek, sinirlenip kendinden daha güçsüz birine şiddet uygulamak ne büyük kötülük. Kendimi hatırlayacağım her defasında, yaptıklarımı. Çünkü başkasının hayatında kaybolmak bana göre değil gibi duruyor. Kendi hayatımı doğru düzgün ilerletemezkenbaşkasınınkini de yavaş

Hareket Etmek -1

  Yazılmayan her düşünce eriyip gidiyor ,kayboluyor. Büyüklerimiz ne güzel demiş "Söz uçar yazı kalır." diye. Sözler uçmuyor belki ama kayboluyor,unutuluyor. O yüzden yazmak gerek ,hem de bolca. Akla gelen her güzel düşünceyi , her hayali. Çizilmeli kağıtlara kelimeler ,bir ressamın tuvale çizdiği resim gibi. Ve onu sadece görmesini bilen anlamalı. Gelip geçenler "Aa ne güzel" diyip geçmeli ya da hiç orada yokmuşçasına geçip gitmeli. Ama onun içini görebilenler ,onda kendinden bir parça bulmayı başarabilenler yani ona bir anlam katabilenler olursa ne mutlu.  Bir kişinin hayatına dokunabilirsem o kişiye dokunmadan ve bir teşekkürüne veya tebriğine gerek kalmadan, işte o zaman iyi bir şey yaptım diyebilirim. Bazen dipteyim fakat dipte olanı görebilmem için düze çıkmam gerek. O zaman şuan düzdeyim.  Dün olduğumdandan bir tık daha yukarıdayım, net mutlu bana. Gelişiyorum ,değişiyorum ,çabalıyorum , üstüne üstüne gidiyorum zorlukların.  Vazgeçmeye takatim yok artık ,yete

Yazı Yazmak

  İnsan çabuk unutuyor. Hem de o kadar çabuk unutuyor ki kendini bile hatırlayamıyor bazen. Bunun önüne geçebilmek için yazma yolunu seçtim. Aklıma geldikçe yazıyorum ,boşaltıyorum kafamdakileri. Kelimeler oluşturmak için harfleri yan yana getiriyorum. Sonra o kelimeler kendiliğinden sıraya giriveriyorlar. Cümleler oluşturuyorlar ve bana beni tekrar anlatıyorlar.Unutmamam gereken gerçekleri hatırlatıyorlar. Gerçeğe döküyorum sözcükleri . Gerçeğin denizinde yüzüyorum ,boğulma korkusu arada gelmiyor değil ama yüzmek o kadar güzel geliyor ki o riske değiyor.  Risk almak. Risk almak kaçınılmazdır. Fırsat maliyeti her zaman oradadır. Bunları unutmamak gerek. Maliyetler kaçınılmazdır , bazen az bazen çoktur ama hep vardır. Örneğin çay içerek o anlık kahveden vazgeçmiş oluyorum. İkame ediyorum çay ile kahveyi. Bazen kendimizi biraz geriye çekip uzaktan maliyetlere hesaplamak iyi olabilir. Ne yapıyorum ? Yaptığım şey için hangi maliyetlerin altına giriyorum ? Fırsat maliyetine değiyor mu ?  Hi